Alperen Gözükan Rechtsanwalt
Bildung
Rechtsfakultät der Istanbul-Universität (2021)
Arbeitsbereiche
Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku
Sprachen
Türkisch
Rechtsfakultät der Istanbul-Universität (2021)
Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku
Türkisch
Yazımızda bu başlığı kullanmamızın dayanağı, gerçekten de sebebi ve sonuçları itibariyle olası/muhtemel kast ile bilinçli/şuurlu taksirin birbirine çok yakın ve bir o kadar da birbirinden çok uzak olmasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmamızda, adi/basit taksir türü ve taksiri kaldıran haller incelenmemiş, mesele yalnızca birbirine benzeyen, fakat tespit, sonuç ve sorumlulukta ayrışan olası kast ile bilinçli taksir bakımından değerlendirme yapılmıştır. Dolayısıyla; hangi durumda bilinçli taksirin varlığının kabul edileceğine ilişkin kriterler ortaya koyulurken, bilinçli ile basit taksir farkı burada tartışılmayacaktır. Bu konu için diğer çalışmalarımıza ve ilgili kaynaklara bakılabilir. Yine hangi hallerde basit taksirden de bahsedilemeyeceği ile ilgili de diğer çalışmalarımıza atıf yapmakla yetiniyoruz.
Bu yazımızda; bir kişiye ait sosyal medya hesabının herkese açık olduğu, yani hesap sahibinin onayı gerekmeksizin hesaba erişilebildiği durumda, başka bir kişinin bu hesaptan ses, görüntü veya herhangi bir başka veriyi elde etmesi veya bu verinin paylaşılmasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesinde yer alan kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilecektir.
Bu yazımızda; 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un 28. maddesinde düzenlenen “İzinsiz faaliyette bulunma” suçu ile 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 15. maddesinde düzenlenen “Başkası hesabına işlem yapıldığının beyan edilmemesi” suçu anlatılarak, her iki suç arasındaki içtima ilişkisi değerlendirilecektir.
Bu yazımızda, ilk derece mahkemesi tarafından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.109 uyarınca verilen adli kontrol kararının istinaf veya temyiz aşamasında kaldırılmasına dair incelemenin hangi merci tarafından yapılacağı değerlendirilecektir.
Bu yazımızda; bir yargılama sırasında kişi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildikten sonra, suç duyurusunda bulunulan sanık hakkında kovuşturma evresine gelindiğinde, suç duyurusunda bulunan hakim veya hakimlerin, sanığın yargılamasına katılıp katılamayacağı mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde incelenecektir.