Prof. Dr. Ersan Şen Avukat

Öğrenim

Ersan Şen; İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Başkanlığı, Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı, İstanbul Üniversitesi Senato Üyeliği ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Fakülte Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

Ersan Şen; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Yüksek Lisansını, İstanbul Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü’nde doktorasını tamamlamış, Doçentlik ile Profesörlüğü ise, Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması Hukuku alanlarında olmak üzere İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı’nda elde etmiştir. Şen, 2004 yılından bu tarafa Profesör unvanı taşımaktadır.

Ersan Şen; İstanbul Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık mesleğine devam etmektedir.


Çalışma Alanları

Kişisel Verilerin Korunması Hukuku Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku Vergi Hukuku Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Bireysel Başvuru İdare Hukuku Ceza İnfaz Hukuku

Diller

Türkçe
İngilizce

Blog

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırmak İçin Özel Yer Temini
23.12.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Alperen Gözükan

Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.190/1-a’da yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçunun seçimlik hareketlerinden olan özel yer temininin anlamı ve kapsamı, doktrin ve Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirilecektir.

Cezaevinde Bulunan Hükümlünün Konutta İnfazının Başlangıcı
18.12.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Beyza Başer Berkün

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 110. maddesinde düzenlenen özel infaz usullerinden konutta infaz; maddede belirtilen şartları taşımak kaydıyla, hem infazı yeni başlayacak olan hükümlüler ve hem de açık veya kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler yönünden uygulanabilmektedir.

Soruşturmada Bilirkişilik Yapanın Kovuşturmada Bilirkişilik Yapması
09.12.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Taner Akıncı

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 62. ve devamı maddelerinde bilirkişi düzenlenmiştir. Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re′sen, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanuni temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir. Hakim veya Cumhuriyet savcısı, genel bilgi veya tecrübeyle veya hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvuramaz. Hukuki meselelerde de bilirkişi dinlenemez, hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez. Hukuk alanı dışında belgelendirilebilen bir uzmanlığı varsa, bu konuda bilirkişilik yapabilir.

“Suçta ve Cezada Kanunilik” İlkesi Kapsamında TCK m.188/6 Değerlendirilmesi
06.12.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Taner Akıncı

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin ilk beş fıkrasında uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçu düzenlenmiş, 6. fıkrasında ise üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar uygulanır hükmü getirilmiştir.

HSK Üyeliği Seçimlerine İlişkin AYM Kararı Üzerinden “Eylemli İçtüzük Değişikliği” Tartışmaları
03.12.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Doç. Dr. Erkan Duymaz

Anayasa Mahkemesi (AYM); 10.11.2025 tarihli ve 33073 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 22.07.2025 tarihli kararında, 21.05.2025 tarihli Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyeliği seçimlerine dair Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararının Anayasaya aykırılığı iddiasını ele almış ve ihtilaflı kararın TBMM’nin çalışma usul ve esaslarına yönelik bir düzenleme içermediği gerekçesiyle anayasaya uygunluk denetimine tabi tutulamayacağı kanaatine vararak, dava konusu Meclis kararına ilişkin iptal talebinin görevsizlik nedeniyle reddine oyçokluğu ile karar vermiştir. Dört farklı gerekçenin ve dört karşıoy gerekçesinin yer aldığı karar birçok tartışmayı beraberinde getirmektedir. Bu kısa yazıda, eylemli İçtüzük değişikliklerinin denetimi konusunda AYM tarafından benimsenen yeni yaklaşım açıklanacak ve bunun sonuçları sorgulanacaktır.