Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Tuncay Yılmaz

Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84

Tarafların vekil ile temsil edildiği davalarda tebligatın vekile yapılması gerekmektedir. Bu kural, Tebligat Kanunu 11. Maddesinde “Vekile ve Kanuni Mümessile Tebligat” başlığı altında düzenlenmiş olup hüküm şu şekildedir; “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır”.

Uygulamada, zaman zaman bir tarafı birden çok avukat temsil edebilmektedir. Taraf bazen aynı vekaletnamede birden çok vekille temsil edilebildiği gibi bazı durumlarda farklı vekaletnameler ibraz eden birden çok avukatla temsil edilebilmektedir. Bazı durumlarda ise yetki belgesiyle dosyaya dahil olan vekiller olabilmektedir. Mahkeme ise dosyada usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamesi veya yetki belgesi bulunan avukata tebligat göndermektedir, fakat bu durum bazen hak kayıplarına sebebiyet vermektedir. Şöyle ki; dosyayı aktif olarak takip etmeyen bir avukatın dosyada vekaletnamesi bulunabilmekte veya örneğin sadece bir duruşma için dosyaya yetki belgesi sunan ama dosyayı aktif olarak takip etmeyen vekil bulunabilmektedir. Bu durumda, aktif olarak dosya takibini yapmayan vekile gönderilen tebligat neticesinde özellikle süreye bağlı hususlar bakımından ilgili taraf mağdur olmaktadır.

Mevzuatın açık hükmü gereği her ne kadar dosyayı aktif olarak takip etmiyor olsa da dosyada usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamesi veya yetki belgesi bulunan vekile yapılan tebligat geçerlidir. Yargıtayın çeşitli dairelerinin güncel kararları da tebligatın geçerli olduğu yönündedir[1].

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bir kararında dosyayı aktif olarak takip etmeyen vekile yapılan tebligatın usule aykırı olduğuna karar verilmiştir. Bu karara göre; yargılamanın safhalarından dosyayı takip ettiği tespit edilebilen vekil yerine her ne kadar vekaletnamede adı olsa bile dosyayı aktif olarak takip etmeyen avukata yapılan tebligat usule uygun değildir[2]. Aynı zamanda karar içeriğinde dairenin yerleşik uygulamasının bu şekilde olduğunun da altı çizilmiştir. Savunma hakkının aşırı ölçüde kısıtlanması ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği görüşü Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bu kararlarının temelini oluşturmaktadır.

Yargıtay daireleri arasında görüş farklılığı olmakla birlikte, baskın yöndeki kararların dosyada usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamede veya yetki belgesinde ismi bulunan avukata yapılan tebligatın geçerli olduğu kabul edilmektedir. Taraf mağduriyetine sebebiyet vermemek için yetki belgesi düzenlenen durumlarda yetki belgesinde “tebligat alma yetkisinin” hariç tutulması halinde, mahkeme tarafından yetki belgesi düzenlenmiş vekile gönderilecek tebligat usulsüz sayılacaktır[3]. Bu nedenle, yetki belgesi düzenlenirken özellikle tebligat alma yetkisinin hariç tutulması taraf mağduriyetine sebebiyet vermemek için yetki belgesine eklenebilir. Bu önlemin dışında, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin uygulaması hariç, dosyada vekaletnamesi veya yetki belgesi bulunan vekile yapılan tebliğ geçerli sayıldığından taraf mağduriyetine sebebiyet vermemek için azami ölçüde dikkat edilmesi gereken bir konudur.