Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84
Yılmaz Komit
Notice: Undefined variable: grid_data in /home/u8284090/sen.av.tr/assets/php/function.php on line 84
Whatsapp Yazışmalarının Delil Değeri ve Tahkikat Sırasında İncelenmesi
25.11.2025 / Av. Yılmaz Komit
Bu yazımızda; whatsapp yazışmalarının ispat hukuku bakımından sahip olduğu delil niteliği ve bu niteliğin tespitinde esas alınan ölçütler, söz konusu yazışmaların sahteliği konusunda uyuşmazlık ortaya çıktığında ne şekilde araştırma yapılması gerektiği hususu değerlendirilmektedir.
Belge, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 199’uncu maddesinde hukukumuzda ilk kez tanımlanmıştır. Maddeye göre, “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir”. Bu tanımda belge niteliğinde sayılan şeylerin maddede belirtilenlerle sınırlı olmadığını, sayılanlara benzer bilgi taşıyıcılarının da belge olarak kabul edilebileceğini ifade etmek gerekir[1].
Hukuk yargılaması sırasında tarafların iddia ve savunmalarını ispat etmek amacıyla whatsapp uygulaması üzerinden gerçekleştirilen yazışmalara dayanması durumunda, bu yazışmaların ispat hukuku bakımından sahip olduğu nitelik önem kazanmaktadır. Yargıtay[2], whatsapp yazışmalarının HMK m.199 uyarınca belge niteliğinde olup olmadığını, o belgenin aleyhine ispat faaliyeti yürütülen kişiden sadır olup olmadığına göre değerlendirmektedir. Belgenin ispat faaliyetinde kullanılabilmesi için o belgenin gerçek olması gerekir. Umar’a göre de, bir şeyin belge olarak kabul edilebilmesi için ispat faaliyeti çerçevesinde kime karşı ileri sürülecekse ondan sadır olması gerekmektedir. Bu durum, belgenin geçerliliği için ispat hukukunun en temel şartıdır. Nitekim, HMK m.202/2 hükmünde bir belgenin delil başlangıcı sayılabilmesi için dahi karşı tarafça gönderilmiş veya verilmiş olmasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Umar, bu zorunluluğun belge için evleviyetle geçerli olduğunu ifade etmektedir[3].
Whatsapp yazışmalarının aleyhine ileri sürülen tarafından inkâr edilmesi durumunda, söz konusu yazışmalara delil olarak dayanan tarafın, yazışmaların gerçekliğini ve karşı tarafın elinden çıktığını (gönderildiğini) ispat etmesi gerekir. Bir belgenin, aleyhine ileri sürülen tarafça verildiği veya gönderildiği konusunda ihtilaf bulunması halinde, mahkemece ilk olarak ve re’sen belgenin karşı tarafın elinden çıkıp çıkmadığı konusunda araştırma yapılması gerekir[4].
Yargıtay kararına konu bir uyuşmazlıkta, whatsapp mesajı çıktılarının delil başlangıcı kabul edilerek, ispat edilmek istenen hususta tanık dinlenebilmesi için, söz konusu whatsapp mesajının karşı tarafça gönderildiği konusunda tereddüt bulunmaması gerektiği, davacının telefonu üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ilgili mesajların telefonda bulunmadığı, davacının sildiğini beyan ettiği görüldüğünden whatsapp yazışma çıktılarının delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir[5].
Yargı uygulamasında, whatsapp uygulaması yoluyla yapılan yazışmaların gerçek olup olmadığı konusundaki incelemenin farklı yöntemlerle yapılabildiği görülmektedir. Bir mahkeme, whatsapp yazışmalarında geçen hat numaralarının taraflara ait olup olmadığına dair UYAP Portal üzerinden yaptığı incelemeyle birlikte, bilişim uzmanı bilirkişi görevlendirmek suretiyle sonuca ulaşmaya çalışmıştır[6].
Bir başka mahkeme, whatsapp yazışmalarını içerir cep telefonu üzerinde inceleme yapılarak, ekran görüntüsü sunulan yazışmaların o cep telefonunda bulunup bulunmadığı, içeriğinin doğru olup olmadığı, eksik sunulup sunulmadığı konusunda, bilirkişiye verdiği yerinde inceleme yetkisi yoluyla inceleme yaptığı görülmüştür[7]. Bazı durumlarda, bu incelemeyle yetinilmediği ve whatsapp yazışmalarının içeriği ile dosyada mevcut diğer delillerin birlikte değerlendirilerek, yazışma içeriğinin yan delillerle desteklenip desteklenmediğinin de araştırıldığı görülmektedir[8].
Whatsapp yazışmalarının karşı taraftan sadır olup olmadığı veya içeriğinin sıhhati hakkında tereddüt ortaya çıkması halinde, mahkemece bu konuda gerekli şekilde araştırma yapılmaksızın whatsapp yazışmalarına itibar edilmediği takdirde, verilen hükmün Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından HMK m.353/1-a(6) uyarınca kaldırılmasına karar verilebileceğini ifade etmek gerekir.
Nitekim, Konya Bölge Adliye Mahkemesi’nin 27.05.2025 tarihli, 2024/1576 E. ve 2025/582 K. sayılı kararına konu uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemesinin taraflarca sunulan whatsapp yazışmalarının öncesinde ve sonrasında yazılanların tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle itibar edilmediği, istinaf incelemesi sonucu kararın; “Whatsapp mesajlarının mailin davalı tarafından davacıya gönderildiğinin anlaşılması halinde “elektronik ortamdaki veri” niteliğindeki whatsapp mesajının davacı lehine yazılı delil başlangıcı teşkil edeceği açıktır. Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 169 vd. maddeleri gereğince davacıya meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkarılarak, davalının delil olarak dayandığı whatsapp mesajlarının davacı tarafından gönderilip gönderilmediği hususunda gerekli görüldüğü takdirde bilirkişi raporu alınması,” gerektiği ifade edilerek, eksik inceleme sonucu verilen kararın HMK m.353/1-a(6) uyarınca kaldırılmasına hükmetmiştir.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 28.05.2025 tarihli, 2024/145 E. ve 2025/1028 K. sayılı kararına, davalı tarafından sunulan whatsapp yazışmaları hakkında araştırma yapılmadığı, yapılması gerekenin "taraflara süre verilerek, geçmiş kayıtlarında halen whatsapp yazışmaları mevcut telefonları ibraz etmelerinin istenmesi, incelemeye esas telefon sunulur ise, bilirkişi marifetiyle sunulan telefonlar incelenerek karşılıklı telefon numaraları-tarihler vs belirtilerek ve kesintisiz şekilde yazışma kayıtlarının rapor halinde dökümünün çıkarılması sağlanmalı, bu şekilde rapor haline getirilen yazışma içeriklerinin bir bütün halinde yeniden değerlendirilmesi ile yazışma kayıtlarının delil başlangıcı olarak kabul edilip edilmeyeceği tartışılma[sı]" olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına hükmetmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 07.11.2024 tarihli, 2023/2039 E. ve 2024/1890 K. sayılı kararında, sunulan whatsapp yazışmalarının karşı taraftan sadır olup olmadığının anlaşılamadığı, yazışmaların delil niteliği hakkında eksik değerlendirme yapıldığı ifade edilerek, “whatsapp yazışmaları dosyaya ekran görüntüsü olarak sunulmuş ise de; yazışmaların hangi numara ile gerçekleştirildiğinin belirlenmesi amacıyla davacı tarafa bu hususta süre verilerek verilen süre içerisinde telefon bilgilerinin dosyaya bildirilmesi halinde numaranın kime ait olduğunun tespiti amacıyla ilgili GSM şirketine müzekkere yazılarak gelen yazı cevabına göre sonuca gidilmesi" gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi nedeniyle HMK m.353/1-a(6) uyarınca kararın kaldırılmasına hükmetmiştir.
Sonuç olarak, whatsapp yazışmalarının HMK m.199 anlamında belge olarak değerlendirilebileceği ve ispat faaliyeti kapsamında kullanılabileceği; ancak belgenin karşı tarafça düzenlenmesi ve sahte olmaması gerektiği, belgenin sahteliği konusunda uyuşmazlık ortaya çıktığında belgenin gerçekliğinin mahkeme tarafından bilişim alanında uzman bilirkişi marifetiyle (elektronik veriler) üzerinde keşif/bilirkişi incelemesi yapılarak tespit edilmesi gerektiği, aksi takdirde bu eksikliğin kararın kaldırılmasına veya bozulmasına sebebiyet verebileceği söylenmelidir.
[1] Erdönmez G., Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s. 1771.
[2] Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2024 tarihli, 2023/1984 E. ve 2024/4323 K. sayılı kararı; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin, 21.10.2024 tarihli, 2023/5059 E. ve 2024/3232 K. sayılı kararı; Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 26.05.2025 tarihli, 2025/1838 E. ve 2025/2822 K. sayılı kararı.
[3] Umar B., TBB Dergisi, Sayı 67, 2006, s. 140-141.
[4] Umar B, s.141.
[5] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23.05.2023 tarihli, 2023/287 E. ve 2023/1549 K. sayılı kararı.
[6] İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi, 11.05.2023 tarihli, 2022/234 E. ve 2023/469 K. sayılı kararı.
[7] İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi, 02.11.2023 tarihli, 2019(100 E. ve 2023/821 K. sayılı kararı.
[8] İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 12.04.2022 tarihli, 2020/150 E. ve 2022/304 K. sayılı kararı.


