Prof. Dr. Ersan Şen Gründer

Bildung

Ersan Şen hat als Vorsitzender der Abteilung für Öffentliche Verwaltung der Fakultät für Politikwissenschaften der Universität Istanbul, als Vorsitzender der Abteilung für Rechtswissenschaften, als Mitglied des Senats der Universität Istanbul und als Mitglied des Fakultätsrats der Fakultät für Politikwissenschaften der Universität Istanbul gedient.

Herr Şen hat seinen Masterabschluss an der Rechtsfakultät der Marmara-Universität und seine Promotion im Öffentlichen Recht an der Universität Istanbul abgeschlossen. Seine Habilitation und Professur hat er im Bereich Strafrecht und Strafprozessrecht an der Abteilung für Rechtswissenschaften der Fakultät für Politikwissenschaften der Universität Istanbul erworben. Seit 2004 trägt Herr Şen den Titel Professor.

Herr Şen setzt seine berufliche Tätigkeit als Anwalt bei der Istanbul Bar Association fort.

Arbeitsbereiche

Kişisel Verilerin Korunması Hukuku Dava ve Uyuşmazlık Çözümü Ceza Hukuku Vergi Hukuku Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Bireysel Başvuru İdare Hukuku Ceza İnfaz Hukuku

Sprachen

Türkisch
Englisch

Blog

Siyasi Partilerde Yapılan Seçimlerin İptali Davasında Yetki Sorunu
29.09.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen

Siyasi partilerle ilgili düzenleme Anayasanın 68 ve 69. maddelerinde yer almakta ve Anayasa madde 69’un son fıkrası olan 11. fıkranın yaptığı atıfla siyasi partiler hakkında 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu uygulanmaktadır. Siyasi partilerin kuruluşları, çalışmaları ve faaliyetleriyle kapanışı veya kapatılması 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.

Olası Kast ile Bilinçli Taksirin Bıçak Sırtı Farkı
19.09.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Alperen Gözükan

Yazımızda bu başlığı kullanmamızın dayanağı, gerçekten de sebebi ve sonuçları itibariyle olası/muhtemel kast ile bilinçli/şuurlu taksirin birbirine çok yakın ve bir o kadar da birbirinden çok uzak olmasından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmamızda, adi/basit taksir türü ve taksiri kaldıran haller incelenmemiş, mesele yalnızca birbirine benzeyen, fakat tespit, sonuç ve sorumlulukta ayrışan olası kast ile bilinçli taksir bakımından değerlendirme yapılmıştır. Dolayısıyla; hangi durumda bilinçli taksirin varlığının kabul edileceğine ilişkin kriterler ortaya koyulurken, bilinçli ile basit taksir farkı burada tartışılmayacaktır. Bu konu için diğer çalışmalarımıza ve ilgili kaynaklara bakılabilir. Yine hangi hallerde basit taksirden de bahsedilemeyeceği ile ilgili de diğer çalışmalarımıza atıf yapmakla yetiniyoruz.

Sanatçıların Gösteri Sırasındaki Fiilleri Teşhircilik Fiili Kapsamında Değerlendirilebilir mi?
09.09.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen, Av. Mert Maviş, Av. Doğa Ceylan

Kanunda hangi fiillerin teşhircilik fiili kapsamında kalacağı açıkça belirtilmediğinden ve toplumda, teşhircilikten anlaşılması gerekenin ne olduğu hakkında zaman zaman soru işaretleri oluştuğundan ve özellikle sanatçıların mesleklerini icra ederken sergiledikleri fiiller tartışmaya açıldığından, işbu yazının kaleme alınması ihtiyacı doğmuştur. Yazımızda; hayasızca hareketler suçunun seçimlik hareketlerinden alenen cinsel ilişkide bulunma fiili değil, teşhircilik fiili hakkında açıklamalarda bulunulacaktır.

Delilin Hukukiliği, Aykırılığın Derecesi ve Sirayeti
08.09.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen

Muhakeme hukukunda bir delilin hukukiliği, yani hukuka uygun yol ve yöntemle elde edilmesi, o delilin kabulü ve yargılamada kullanılması için olmazsa olmaz şarttır. Çünkü Anayasa m.38/6’ya göre; “Kanuna aykırı elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”. Delilin hukukiliği şartının belirleyicisi, delil elde etme yol ve yöntemlerinin usule uygun olup olmadığı ile doğrudan ilgilidir. Delilin hukukiliğinin karşıtı, hukuka aykırı deliller veya yasak deliller olarak adlandırılır.

Siyasi Parti Seçimlerinde Hangi Kanun, Hangi Yargı Kolu?
05.09.2025 / Prof. Dr. Ersan Şen

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ile 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’u birbirinden ayrı değerlendirmek gerekir. “Yasama” üst başlığı altında düzenlenen “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı Anayasa m.79’da, milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimleri ile buraya yapılan atıf nedeniyle mahalli idareler seçimlerinin genel yönetimi ve denetimi konusunda Yüksek Seçim Kurulu yetkili kılınmıştır. Anayasa m.79/2’de belirtilen seçimlerin, siyasi partilerde yapılan seçimlerle bir ilgisi bulunmamaktadır.